YABANCI UYRUKLU EŞİN NAFAKA HAKKI
Yabancı unsurlu boşanma davalarında hangi hukukun uygulanacağı meselesi, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun(MÖHUK) ‘Boşanma ve Ayrılık’ kenar başlıklı 14. Maddesi’nde düzenlenmiştir. Boşanma davasının feri niteliğinde olan nafaka talebi için ilk olarak boşanma davasında hangi hukukun uygulanacağını tespit etmek gerekir. Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek millî hukukuna tâbidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukuku, aksi takdirde Türk hukuku uygulanır.
Boşanmış eşler arasındaki nafaka talepleri hakkında birinci fıkra hükmü uygulanır.
Nafaka hükümleri 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun (MÖHUK) 19. Maddesinde ‘Nafaka’ kenar başlığında düzenlenmiştir.
5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanununun ‘Nafaka’ kenar başlıklı 19. Maddesinde;” Nafaka talepleri, nafaka alacaklısının mutad meskeni hukukuna tâbidir” şeklinde düzenlenmiştir. Mutad mesken (habitual residence); fiilen oturulan yer, kişinin gerçek hayat ilişkilerinin sürdürdüğü veya kişinin yaşamsal faaliyetlerin ağırlıklı olarak bulunduğu yer olarak tanımlanabilir. İkametgah(yerleşim yeri) ile mutad mesken farklı kavramlar olup birbiriyle karıştırmamak gerekir. Nitekim nafaka alacaklısı yabancı eşin mutad meskeni Türkiye ise Türk Hukukuna tabi olacaktır.
Boşanma davası sırasında Türk hukukunun uygulanacağı tespit edilmişse, boşanmanın feri niteliğinde sayılan nafaka talebi için de Türk hukuku uygulanacaktır. Ayrıca Türkiye’nin de taraf olduğu Nafaka Yükümlülüğüne Uygulanacak Kanuna Dair Lahey Sözleşmesi’ de eşlerin birbirlerine karşı olan nafaka talepleri hakkında boşanmaya uygulanan hukukun uygulanacağını belirtmektedir. Sözleşme hükmü, kanun hükmü ile uyum içerisindedir.
Türk Hukukunun uygulandığı durumlarda, Türk ya da yabancı eş fark etmeksizin boşanmalar sonrasında boşanmanın feri niteliğinde olan nafaka talep edebilmektedir. Kural olarak, yabancı uyruklu gelin ya da damat, Türk eşinden boşandığında ve boşanma sonrası yoksulluğa düşecekse süresiz nafaka talep edebilmektedir. Nafaka alacaklısı olmak için boşanmada en fazla diğer eş kadar kusurlu olmak ve boşanmayla yoksulluğa düşme şartı getirilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 174-178 kanun maddeleri arasında Yoksulluk nafakası, tazminat ve nafakanın ödenme biçimi, yetki, zamanaşımı detaylıca düzenlenmiştir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ‘Yoksulluk Nafakası’ kenar başlıklı 175. Maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz” nafaka alacaklısının kusuru daha ağır olmamak şartıyla diğer taraftan süresiz olarak nafaka isteyebileceği düzenlenmiştir.
Kanun Koyucu; ‘Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi’ kenar başlıklı 176. Maddesinde;” Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir” şeklinde düzenlenerek nafakanın, toptan veya irat biçiminde ödenebileceği, nafaka alacaklısının evlenmesi veya nafaka alacaklısı ile borçlusunun ölümü halinde nafakanın kendiliğinden kalkacağını, nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kalkabileceğini düzenlemiştir.
‘Yetki’ kenar başlıklı 177. Maddesinde; “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir” yetkili mahkemeyi belirtmiştir.
‘Zamanaşımı’ kenar başlıklı 178. Maddesinde; “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” zamanaşımı süresinin ne zamandan itibaren başlayacağını ve süresini belirtmiştir.
Eşlerden birinin yabancı olması halinde boşanma ve ferilerinde hangi hukukun uygulanacağının tespiti yapıldıktan sonra, nafaka ve diğer hakların talep edilmesi konusunda, yabancılar hukuku alanında uzman bir avukattan yardım almak, yasal süreç içerisinde hak kaybı yaşanmasının önüne geçecektir.
Av. Yeşim Ezgi TÜRKMEN