İSTİHKAK DAVASI
İstihkak, kelime anlamı itibari ile hakkı olma, hak etme anlamına gelmektedir. İcra Hukukunda yer alan istihkak davası ise; haciz aşamasında borçlunun malı olduğu düşünülerek üzerine haciz koyulan eşyanın, esasında borçluya ait olmadığını ortaya koymak için açılan davadır.
İİK madde 96 gereğince; haciz esnasında borçlunun elinde bulunan bir malın başkasının mülkiyetinde olduğu ya da başkasının rehni olduğu iddiası söz konusu olursa, icra dairesi tarafından bu durum haciz ve icra tutanaklarına geçirilerek durum her iki tarafa da bildirilir.
3. kişinin bu şekilde ileri sürmüş olduğu istihkak iddiası aynı zamanda alacaklı ve borçluya da bildirilerek varsa istihkak iddiasına karşı itirazlarını sunmaları için kendilerine 3 günlük süre verilir. İtiraz etmemeleri halinde ise bu istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar.
İstihkak iddiası tutanağı geçirildikten sonra durumdan haberdar borçlu veya üçüncü kişinin, durumu öğrenmesinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak iddiasında bulunması gerekmektedir aksi halde aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybeder.
İstihkak iddiası alacaklı ve borçluya bildirildikten sonra süresi içerisinde alacaklı ya da borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, dosya icra mahkemesine gönderilir.
İcra mahkemesi, yapacağı inceleme neticesinde takibin devamına veya talikine karar verir. İcra mahkemesi tarafından talik kararı verilmesi halinde, alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan teminat alınır ve bu teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin mahiyetine göre mahkemece takdir edilir.
Üçüncü şahıs, icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır ve icra takibinde satış şamasına geçilebilir.
İstihkak davasına basit yargılama usulüne göre bakılır ve yargılama esnasında takibin talikine karar verilmiş olup da dava reddolunursa, alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla geciken miktarın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına karar verilmektedir.
İstihkak davalarında mülkiyet karinesi:
Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde kabul edilir ve üçüncü şahıs yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz, 3. Kişide bırakılır.
Ayrıca birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri gereği kadın, erkek ve çocuklara ait oldukları açıkça anlaşılıyorsa ya da örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale gereği onlara ait kabul ediliyorsa bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer.
Görev-Yetki: Hacizde istihkak davalarında görevli mahkeme icra mahkemeleri iken; yetkili mahkeme icra takibi başlatılan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir.
Gerek mülkiyet hakkına gerekse rehin hakkına dayalı olarak açılabilecek istihkak davaları, haciz aşamasında borçluya ait olduğu düşünülen malların üzerine haciz koyulması ile karşımıza çıkmakta olup; herhangi bir hak kaybı yaşanmaması adına icra hukuku alanında uzman bir avukata danışmakta fayda olacaktır.
Av. Fırat Fesih KAYA