İŞ YERİ TANIMINDAN YOLA ÇIKARAK İŞ KAZASI
4857 sayılı iş kanunda tanımlar kenar başlıklı madde de iş yeri tanımından bahsedilmiştir.
•İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.
•İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.
5510 sayılı Kanunda sayılan iş kazası halleri ise şunlardır: Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, Hizmet akdi ile çalışan emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle meydana gelen olaylardır.
İş kazası geçiren çalışanların en çok merak ettiği konulardan biri İşverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, yaşanan kazaların iş kazası sayılıp sayılmayacağıdır. Kanun tanımından da bakılacak olursa eğer taşıt işverence sağlanırsa, işin yapıldığı yere gidilip gelinirse, kaza bu gidiş geliş sırasında meydana gelirse iş kazası sayılır. Kişi kendi özel aracıyla işe gidip gelirken yaptığı kazalar iş kazası sayılmıyor.
İş kazası sayılan diğer hallere gelirsek Yargıtay 21. H.D. 01.07.2004 tarihli, 6433E. 6503K. Sayılı ilamında; Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, örneğin avluda koşarken düşmesi sonucu bedence sakatlanması veya yemekhanede kavga etmesi sonucu yaralanması yahut dinlenme yerinde, herhangi bir şahıs tarafından tabanca ile vurulması veya “işyerinde intihar etmesi” veya işyeri sınırları içerisinde bulunan havuz gibi yerlerde boğulma sebebiyle ölüm halleri iş kazası sayılmaktadır.
Yargıtay 9. H.D bir ilamında; Tomruk deposunda tesellüm işçisi olarak görev yapan sigortalı, tomrukları depodan kamyonların durduğu tali yol ayrımına kadar traktörle götüren sürücünün işbaşında bulunmadığı bir sırada kullandığı traktörü kamyona yanaştırırken kazaya uğradığı, olay ile işverenin fiili arasında uygun neden-sonuç bağı bulunmadığı gerekçesi ile olayı iş kazası saymamıştır. Yargıtay 10.H.D. 18.09.1990 tarihli, 6897E. 7605K. Sayılı ilamında; Fakat buna benzeyen bir olayda kazanın meydana geldiği yeri “işyerinin eklentisi” sayarak 5510/13.a maddesi veya sigortalı iş yeri dışında görevlendirildiği ” için 5510/13.c maddesi hükmünün koşullarının gerçekleştiğini, dolayısıyla olayın iş kazası sayılacağını belirtmiştir.
Yine Yargıtay’ın 10. H.D 13.10.1987 tarihli 5024E. 5139K. Sayılı ilamına göre; işveren sigortalıyı görevle başka bir yere gönderdiğinde, işçi yolda parkta arkadaşlarıyla oturup konuşurken bir bombanın patlaması sonucunda ölmesini “… olayın sigortalının görev ile başka bir yere gönderildiği zaman süreci içinde ortaya çıktığı kuşkusuz olduğuna göre, kazayı iş kazası saymak yasal zorunluluktur” diyerek iş kazası nitelendirmiştir.
Hizmet akdi ile çalışan emziren kadın sigortalının iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, çocuğu bir yaşından küçük annelere günün belli saatlerinde verilen süt iznine gidiş geliş sırasında meydana gelen kazalar, iş yeri dışında olmasına rağmen iş kazası kabul edilmektedir.
Yukarıda da bahsedildiği üzere iş yeri tanımından yola çıkarak çalışanın geçirdiği kazanın iş kazası olup olmadığı konusunda akıllarda çok soru işareti kalmaktadır. Bu yüzden biz avukatlar olarak sizi bu konuda bilgilendirmek ve gerekli görüldüğünde tüm hukuki iş ve işlemlerde yanınızdayız.
Yeşim Ezgi Türkmen