HUKUK YARGILAMASINDA DAVAYA SON VEREN TARAF İŞLEMLERİ
SULH
Sulh; Hmk madde 313/1 e göre tarafların görülmekte olan bir davada aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları sözleşmedir.
•Sulhe dair sözleşme için zorunlu bir şekil artı olmayıp, taraflar bir dilekçe ile yapabilecekleri gibi sözlü olarak da sulh olabilirler.
•Sulh, tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği konularda yapılabilir. (Örneğin, Kamu düzeninden kaynaklanan konularda, taşınmaz aynına ilişkin konularda yapılamaz.)
•Dava konusunun dışında kalan konular sulhe dahil edilebileceği gibi sulh anlaşması şarta bağlı olarak da yapılabilir.
•Sulh anlaşmalarının, irade bozukluğu ya da aşırı yararlanma söz konusu olduğunda iptali istenebilecektir.
•Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir ve maddi anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır. Tarafların sulh olması halinde mahkemem tarafından sulhe göre karar verilir fakat taraflar bunu istemezse karar verilmesine yer olmadığına karar verilir.
•Sulh olunabilmesi için avukata bu konuda özel yetki verilmesi gerekmektedir.
•Mahkeme huzurunda yapılan sulhler ilam niteliğindedir.
KABUL
Kabul, HMK madde 308/1’e göre, davacı tarafından ileri sürülen talep sonucuna, davalı tarafından kısmen muvafakat edilmesi halidir.
•Kabul, madde metninden de anlaşıldığı üzere tam ya da kısmi olabilir. Ayrıca kabul için de şekil şartı öngörülmemiş olup bir dilekçe ile yapılabileceği gibi sözlü olarak da yapılabilmektedir.
•Kabul, tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği konularda yapılabilir.
•Kabul tek taraflı irade beyanı (karşı tarafın ya da mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.) ile yapılır, şarta bağlanamaz ve dava konusu dışındaki hususlar kabulün kapsamına dahil edilemezler.
•Kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir ve maddi anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır. Kabul halinde mahkeme davanın sona erdiğine karar verir.
•Kabulün irade bozukluğu halleri ile iptali istenebilir.
•Vekile özel yetki verilmesi halinde kabule yetkili olur.
•Kabul de ilam niteliğinde olma özelliğine sahiptir.
•Kabul halinde, kabul beyanında bulunan taraf, aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama gideri ödemeye mahkûm edilir. Kabul kısmi ise, yargılama giderine mahkûmiyet ona göre belirlenir. Ancak davalı, davanın açılmasına davranışları ile sebep olmamış ve ilk duruşmada davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilemez.
FERAGAT
Feragat, HMK madde 307 ye göre; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
•Feragat de kabul de olduğu gibi tam ya da kısmi olarak yapılabilir ve de şekil şartı olmadan dilekçe ile yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir.
•Feragat kural olarak her davada mümkündür fakat şu davalarda feragat sonuç doğurmaz:
-Hâkimin fiili sebebiyle Devlete karşı açılan tazminat davalarında
-Ortaklığın giderilmesi davası
-İflas kararı verilmesinden sonraki süreçte iflas davaları
-Savcı tarafından açılan davalarda
•Feragat, tek taraflı irade beyanı ile yapılır (karşı tarafın ya da mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.) şarta bağlanamaz ve dava konusu dışındaki hususlar feragatin kapsamına dahil edilemezler.
•Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir ve maddi anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır. Feragat halinde mahkeme davanın sona erdiğine karar verir.
•Kabulün irade bozukluğu halleri ile iptali istenebilir.
•Vekile özel yetki verilmesi halinde kabule yetkili olur.
•Feragatler ilam niteliğinde belge değildir.
•Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderini ödemeye mahkum edilir. Feragat kısmi olarak yapılmış ise, yargılama giderine mahkumiyet ona göre belirlenir.
Hukuk yargılamasında, davaya son veren taraf işlemleri ve bu işlemlerin nitelikleri, hakkın ileri sürülebilirliği açısından büyük önem taşıdığından, hak kaybı yaşanmaması adına alanında uzman bir avukata danışmakta fayda vardır.
Av. Fırat Fesih KAYA