GÜMRÜK VERGİ VE CEZALARINDA DAVA AÇILMASI
4458 Sayılı Gümrük Kanunu kapsamında, Gümrük idaresi tarafından ceza uygulanması söz konusu ise, 3 halde kanun yollarına başvurabilmektedir. Bunlar itiraz, uzlaşma, itirazın reddi halinde dava yoludur. Bu makalemizde sizlere gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara itiraz edilip, itirazın reddedilmesi halinde dava yolundan bahsedilecektir.
Usulüne uygun olarak tebliğ edilen gümrük vergilerine, cezalarına ve idari kararlarına karşı yasal süre içerisinde itiraz yoluna başvurulmaması veya süresi içinde dava yoluna başvurulmaması halinde, gümrük vergileri ve para cezaları bu sürelerin bitiminde kesinleşmekte olup, gümrük vergisi alacağı idare tarafından tahsil edilebilir hale gelmektedir. Nitekim yükümlünün süresi içerisinde itiraz başvurusu yapması önemlidir, çünkü aksi takdirde vergi ve cezalar kesinleşmektedir. Süresi içerisinde uzman avukat yardımıyla yetkili makama itiraz başvurusunda bulunmanızı tavsiye ederiz.
1.İTİRAZ
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. Maddesinde itiraz kanun yolundan bahsedilmiştir. Gümrük vergi ve para cezalarında itiraz kanun yoluna başvurulmadan dava açılamaz. Öncelikle itiraz yolunun tüketilmesi gerekmektedir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. Maddesinde; “Yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir. "
İdareye intikal eden itirazlar otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edilir.
İtiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılır ve idarece yetkili makama ulaştırılır.
İtirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabilir” şeklinde belirtilmiştir.
2.İTİRAZIN REDDİ HALİNDE DAVA YOLU
Gümrük vergi ve cezalarına karşı doğrudan dava yoluna başvurulması mümkün değildir. Yargı yoluna başvurulabilmesi için ilk olarak idare nezdindeki itiraz yolunun tüketilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, itirazın reddi halinde dava yoluna başvurulması mümkündür.
İdare tarafından itiraz başvurusu iki şekilde reddedilir: Bunlardan birincisi açık olarak reddedilmesi halidir. Yükümlüye tebliğ edilecek red kararı ile olur. İkincisi ise zımni red halidir. İtiraz başvurusuna yasal süre içerisinde cevap verilmemesi halinde olur.
İtirazın reddi halinde red kararının yükümlüye tebliğ edilmesi halinde, dava açma süresi red kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren başlamaktadır. Bu kapsamda, red kararının tebliğini müteakip yükümlüler tarafından itirazın reddi kararına karşı işlemin yapıldığı yerdeki İdari Yargı Mercilerine başvurulabilir.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nda idari davalara ilişkin usul ve esaslar hüküm altına alınmıştır. İdari Yargılama Usul Kanunun 7. maddesine göre; “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür” şeklinde belirtilmiştir. Burada da sürelere uyulmaması hâlinde, dava hakkından yararlanma durumu ortadan kalkacaktır.
4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesinin 2. fıkrası uyarınca” İdareye intikal eden itirazlar otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edilir” itiraz başvurusunun bu süre içinde karara bağlanarak yükümlüye tebliğ edilmesi gerekmektedir. Tebliğ edilmemesi halinde, itiraz başvurusu bu sürenin bitiminde zımnen reddolunmuş sayılacaktır.
4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 6. maddesinin 2. Fıkrası; “… gümrük idareleri tarafından bu süreye uyulması mümkün değilse; belirtilen süre aşılabilir. Bu durumda, söz konusu idareler, yukarıda belirlenen sürenin dolmasından önce başvuru sahibine süre aşımını haklı kılan gerekçeler ile talep hakkında karar vermek için gerekli gördükleri ek süreyi de belirterek bilgi verirler” uygulamada bu idari yazılar “süre uzatım” yazıları olarak bilinmektedir.
Süre uzatımı yazısı, talebin reddi olarak kabul edilip dava yoluna gidilebileceği gibi idarenin cevabı da beklenebilir. Ancak bu süre kanun maddesinde de belirtildiği üzere dört ayı geçemez. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İYUK”) 10/2. maddesinde; “....süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez.” düzenlemesine yer verilmektedir. 4 aylık bekleme süresinin sonunda dava açılmazsa ve idare tarafından da herhangi bir cevap verilmezse dava açma hakkı kaybolur. Ancak 4 aylık bekleme süresinden sonra idare tarafından cevap verildiği takdirde dava açma hakkı yeniden doğar.
Gümrük idaresinin vergilendirmeye ilişkin işlemlerine karşı açılan davalarda vergi mahkemeleri görevlidir. Yükümlü tarafından dört aylık sürenin bitimini müteakip 30 günlük yasal süre zarfında Vergi Mahkemeleri nezdinde dava yoluna başvurulması mümkündür.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinde göre; gümrük idaresinin vergilendirmeye ilişkin işlemlerine karşı açılan davalarda vergi mahkemeleri görevlidir. Gümrük idaresi ile dava yoluna başvuracak kişi arasında uyuşmazlığa neden olan konu, vergilendirme işlemlerine ilişkin değil ise görevli mahkeme idare mahkemeleridir. Gümrük Kanunu’nun 242/4. maddesine göre; itirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı merci yetkilidir.
Gümrük Hukukunun en önemli konularından birini gümrük vergileri, vergilere ilişkin cezalar ve bu cezalara karşı kişilerin sahip olduğu hukuki başvuru yolları oluşturmaktadır. Kişinin, bir yaptırım ya da cezayla karşı karşıya kalması durumunda; gerek süreler gerek yapılacak başvurular açısından hak kaybı yaşamaması için Gümrük Hukuku alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almasında fayda vardır.
Av. Yeşim Ezgi TÜRKMEN